Altan Erbulak'ın torunu olan Külegeç, bugüne kadar A Takımı'ndan g.a.g.'a kadar pek çok televizyon programının kamera arkasında çalışmış. Yıllardır televizyon sektörünün içinde olan genç oyuncunun hedefi ise yönetici olmak ve patronluğun nasıl yapıldığını herkese göstermek.
Kameranın arkasındayken önüne geçişiniz nasıl oldu?
- Bir iki tane reklam filminde oynamıştım sonra Mustafa Altıoklar beni "Lise Defteri"ne aldı. Zaten ailem oyuncu; Altan Erbulak dedem, Sevinç Erbulak teyzem, hep kulislerde büyüdüm. Ali Poyrazoğlu Tiyatrosu'nda oynayan her oyunu yüz elli kere izlemişimdir herhalde. Yani zaten bu işin içindeydim. Ama oyuncu olayım diye bir çabam yoktu, bir gün Yazı Tura'nın seçmelerine gittim, Uğur Yücel beni orada cast'a aldı. O iş olmadı ama sonra Hırsız-Polis için tekrar çağırdılar ve diziye alındım.
KASIRGA GİBİ ADAM - Uğur Yücel'le oynamak nasıl?
- Ukalalık gibi algılanmasın ama bu dizi gerçekten çok farklı. Bir kere Uğur Yücel'le oynuyorsunuz, sesli çekiyoruz. Yani çok güzel parametreleri var. Lise Defteri'nden sonra insanın "Allah'ım teşekkür ederim" diyesi geliyor. Bence Hırsız- Polis kilometre taşı dizilerden bir tanesi olacak, hatta benim gözümde oldu bile.
- Uğur Yücel'le karşılıklı oynamak nasıl?
- Aslında rahat diyebilirim. Adam zaten bir kasırga, hortum gibi önünüzde duruyor. Oynarken de ister istemez sizi içine alıyor. O duyguyu yakalamamak için özel çaba harcamanız lazım.
- S'nek TV'de yaptığınız Over Game de çok ilgi görüyor...
- Over Game bir arkadaşımla birlikte yarattığımız bir iş. Kendimizi çekip, oyunların içine enjekte ederek başladık. Yani oyunların içine interaktif olarak giriyorduk. Televizyonda ise her hafta ünlü bir konukla ev ortamı içinde oyun oynuyoruz. Kısa olmasına rağmen çok eğlenceli bir program, ben bile izleyip kendime gülüyorum.
- Play Station'a daha çok erkekler meraklıdır ama sizin programda kızlar da çok eğleniyor...
- Ben işte bu görüşü kırıyorum. Mesela bir oyunu tanıtırken "Bu oyun kız arkadaşınızla olan ilişkinizi kurtaracak" diyorum. Genelde kız oyun oynamaz ve erkek bir şekilde onu oyuna adapte etmek ister. Ben de "Böyle oyunları bu tip insanlar oynamalı, şöyle bir insansanız bu oyunu çok seversiniz" gibi çözümler getiriyorum. Ama bu program başlayalı oyun oyun olmaktan çıktı ve iş oldu. Aslında ben çocukluğumdan beri oyuna meraklıyım. Dedem küçükken beni bilgisayarın başına koyardı ve "Bu seviyeyi geçemezsen sana yemek yok" derdi.
OYUNU İŞE ÇEVİRDİM
- Peki kız arkadaşınız oyunlarla bu kadar haşır neşir olmanıza bir şey demiyor mu?
- Şu an kız arkadaşım yok. Ama olduğunda evet, öyleydi. Dengeyi kurmak gerekiyor işte. Ama annemin "Oğlum o makineyi dışarıya atacağım" diye bana çok bağırdığını hatırlıyorum. "Sinemaya git, kızlarla gez, bir şey yap ama Allah kahretsin oyun oynama" diye çok bağırmıştır. Ama işte o özelliğimden bir şey üretmeyi başardım. Oyun da oynasanız onu işe çevirebilirsiniz yani.
- Programda yaptığınız talk show nedeniyle ileride başarılı bir şovmen olacağınızı düşünenler de var. Böyle bir hedefiniz var mı?
- Yok, o çok zor bir yol. Ben küçükken, çocukluk saflığıyla sevdiğim, o zaman başımı okşayan birçok abi vardı. Ben büyüdüm, onlar da bir yere geldi. Şimdi onlara "Nasılsınız?" dersin, o size "Merhaba canım" der. Siz de "Aaa..." diye bakar üzülürsünüz, "Bu adama ne olmuş" diye düşünürsünüz. Çünkü o arada bir şey olmuş adama. İşte öyle olmamak lazım. Büyük komedyen olursunuz, şahane olursunuz ama öyle olduktan sonra hiçbir anlamı yok.
Ali Taran'ın McDonald's reklamları çekiliyordu, onda rol verdiler. Sonra 'Lise Defteri'nde Serhat diye karaktersiz bir karakteri oynadım. Orada sete gelemeyen oyuncuların rollerini bana verirlerdi. Yine de orada çok şey öğrendim. 27 bölümde rol aldım. Sonra kendi projem vardı benim, Overgame. O işi yapmaya başladım. Overgame, Digiturk S'nek gençlik kanalında yayımlanıyor. Bir konuk geliyor, biz onunla hem oyun oynuyoruz, hem talk show yapıyoruz. Ondan sonra da bu dizi işi çıktı. İnsan çalışınca kendine güveni geliyor, gidip oraya şakır şakır oynadım o güvenle, tak diye aldılar. 10 bölümdür devamlı karakterim. Manitam var dizide. Ona takılan yavşakların üzerine gidiyorum. Uğur abinin çetesinin en ufak adamıyım.
Son yıllarda hırsızlık yükselen bir değer oldu. Sence neden bu duruma geldik?
Geldik işte abi. Babam küçükken 'Oğlum hayatta iki şeyi yapmayacaksın. Bir, hırsız olmayacaksın; iki, eşcinsel' derdi hep. Ben de hep kendi kendime 'Asla hırsız olmayacağım, eşcinsel olmayacağım' derdim. Milleti tek başına, başıboş bırakırsan her şey oluyor abi tabii. Piramidin tepesindeki adam neyse altı da odur. Altındaki iki adama nasıl davranıyorsan, o altındaki iki adam da altındaki dört adama öyle davranır. Sizin öyle mükemmel davranmanız gerekir ki altınızdaki adam da götürebilsin. Hani kulaktan kulağa değişir ya abi, öyle bir durum.
Kusura bakma ama hiç hırsızlık yaptın mı?
Yaptım tabii. Bizim aile hep hırsızdı, mesela üvey anneannem Füsun Erbulak ananas çalarken yakalanmıştı. Ben de bayağı çalardım küçükken.
Senin uzmanlık alanın neydi?
Bakkaldan çiklet çalmak gibi ufak tefek hırsızlıklar yaptım küçükken. Ondan sonra hırsızlığın ne olduğunu anladım ve bir daha da hiç yapmadım. Kendini kandırıyorsun sonuçta.
'Sana hırsızlık serbest, bugün istediğini çalabilirsin' deseler ne çalardın?
Bir tane kotum var, hep onu giyerim. Bir sene gider, sonra başkasını alırım. Çalmakla filan bir şeyim yok. Abi benle röportaj yapma yahu. Ben dünyanın en normal insanıyım. Herkes o kadar acayip ki. Ben şöyleyim, ben böyleyim, ay ben bilmem neyim. Ben normalim. Hiçbir aşırılığım yoktur.
Bütün kolunu saran dövmelere ne diyelim o zaman... Neyse, gelecek için neler düşünüyorsun?
Televizyon kötü diyorlar ya, ben televizyonun şu an bir şey yapabilmek için tek araç olduğunu düşünüyorum maalesef. Birilerine ulaşmak istiyorsanız, bu ihtilal bile olsa, televizyonu kullanıyorsunuz. Metafiziksel ihtilal de olur, silahlarla da olur. Televizyonla birilerine ulaşmak istiyorum ama bu sömürü olarak değil. Dizi yapalım da, para kazanayım değil yani, bir şey yapayım, seviyeli bir şey yapayım. Çünkü yapılan işler hep düzensizlik üstüne. Gerçek Veli Göçer'ler o dizileri yapan insanlar. Malzemeden çok fazla çalıyorlar. Nasıl patron olunacağını göstermek için de yönetimde olmak istiyorum. İyi bir model olmak istiyorum. Gelecekte kendini nerede görmek istersin diyorsan, yönetim diyorum. Elimi oraya koymak istiyorum. O taşın altına.